Aslında Leap Year filmini anlatan bir yazı yazmak istiyordum ama pek vaktim yok.Sadece kendime 'iyki doğmuşum!' deyip kaçıyorum :D
Üşenmezsem ilk fırsatımda o filmi anlatacağım romantik komedi kelimesinin sözlük anlamı bence.Belki izlemişsinizdir Türkçe'ye Aşka Yolculuk diye çevirmişler.Gün bitmek üzere ama ben yine de söyleyim eski İrlanda geleneklerine göre her 29 Şubat kadınlar sevdikleri erkeklere evlenme teklif edebilirlermiş.Şu kızcağız gibi daha da bekleyemem nan derseniz şu bir saati hemen kullanın =) =)
Başlığımı da çok iyi bilirmiş gibi attığıma göre tamamdır :) O zamanlar küçük olduğumu kimseye çaktırmaya gerek yok di mi? :) :) Mimlenmezsem bloguma ayda yılda bir bakacağımı hissetmiş ki sevgili çingum egosantrikrapsody 90'ların unutulmaz Türkçe pop müzikleri hakkında beni mimlemiş,teşekkürlerimi bir borç bilir ve derim ki;
Müciiiiik şıtart!!! (benim suçum yok hepsi Seung Ki'nin suçu)
(Ayrıca bu şarkıların büyük kısmını 90lardan sonra dinlemişimdir.Balık hafızalı bi insan olarak o zamanlar dinlediklerimi de bi iki istisna dışında zaten çok zor hatırlıyorum...)
Sertab Erener- Sakin ol!
Bu kadar çılgın saçma bir klibi çekmeyi nasıl başarmışlar emin değilim ama Erener'i severim:)
Yonca Evcimik-Abone
Ayyy bunu hatırlıyorummm.Yani ilk çıktığı zamanları değil tabi ki :D
Ben ilkokula başladığım sıralarda Yonca Evcimik'in kaseti geçmişti elime ikide bir dinlerdim,bütün parçaları biliyordum nerdeyse.Bandıra Bandıra,8:15 Vapuru...Ahh bi de ben de bi aralar Çılgın Bediş hastalığı vardı.Manyak arkadaşları,rüyaları,hayalleri,dedesi...Tamam tamam itiraf ediyorum en çok da Oktay için izliyordum=))
Bu arada taksili bi şarkısı vardı onu da severdim diyeceğim ama o şarkı taksili değil taksitliymiş :D Nette azıcık dolaşınca çıkıverdi karşıma =) =)
Taksit Taksit
Barış Manço-İşte Hendek İşte Deve
Yine o zamanlarda bir de elime Barış Manço kaseti geçmesin mi?Nasıl sevinmiştim nasıl :D Yalnız benim en çok sevdiğim Barış şarkıları hep 90 öncesininmiş onu farkettim.Bu parçayı da severdim ama klibini yeni izledim.Çok güzel yaa!Devecağıza bi de plaka asmışlar^^
'Kuyu başına vardım Zeynebim bekler diye
Nasıl haberin almışsa dayı emmi hep orda.'
MFÖ-Mazeretim Var Asabiyim Ben
Ben bu şarkıya bayılıyorum!Sırf adından ötürü bile sevilebilir bence.Ben aslında 90lar çok saçma şarkılarla dolu diye düşünürdüm ama şimdi hepsini böyle bi arada görünceeee hiç de öyle değillermiş yaa ben hala seviyormuşum ki çoğunu :D :D
Candan Erçetin-Sevdim Sevilmedim
Candan Erçetin'siz 90'lar olur mu hiç!Şu ana kadar onun söylediği benim dinlediğim ve sevmediğim bi şarkısını bulmak güç,bi gölgesizleri pek sevmedim o kadar sanırsam.
Gülay-Cesaretin Var Mı?
Mmmm...Bu şarkı için söylenecek bişey yok sanki.Gülay söylesin biz dinleyelim :D
Ayna-Gittiğin Yağmurla Gel
Benim hafızamda en çok yer eden şarkıları Severek Ayrılanlar ama 2002 yılında çıkmış o.Neyse Ölünce Sevemezsem Seni ve Akdeniz de sevdiklerimden...
'Dereden tepeden gel kıyıdan köşeden gel
Yatağını yorganını çeyizini bohçanı
Yüreğini kapta gel!'
Demet Sağıroğlu-Arnavut Kaldırımı
İşte sözlerini,klibini hatırladığım nadir şarkılardan.Yalnız bu nasıl oluyor ben pek anlamadım 94 yazıyor yanında.2 yaşındayken Demet Sağıroğlu dinlermişim ben yaa :D :D dinlediğim şarkı da Arnavut Kaldırımı!Ama teee o zamandan belliymiş benim eski şeylere bayıldığım yanlış yüzyılda doğduğum.
Atilla Taş-Neler Oluyor Hayatta?
Bu adam ne kadar çok güldürmüştür bizi.Saçma saçma ama birbirinden renkli eğlenceli şarkıları var.Ham çökelek,pembeli...
Tarkan-Şımarık
Her ne kadar artık Tarkan sevmesem de o zamanlar dinlerdim onsuz 90lar pop olmaz gibi geldi bana =) Hiç bi zaman asmadım ama dosyamda Tarkan posteri bilem vardı o_O
Allah'tan 90larda küçükmüşüm hani ya büyük olsam artık hiç bitmezdi bu yazı.O kadar çok eski şarkı dinlemişim ki!Bi de hangi şarkı ne zaman çıkıyor bilmediğim için çıkış tarihlerini bulmaya çalıştım işler iyice arapsaçına döndü.Bi ara tarihlere kendimi öyle kaptırmışım ki bunun pop üzerine olduğunu unutup Şebnem Ferah ekleyecektim :D :D
Şimdi sıra geldi mimi göndermeye denizde kum 90larda şarkı hiç dert etmeyin Hoi HoiEunHye ve Madam Patapuff :)
Hadi gider ayak bir de Seni bana yazmışlar diyelim :D :D
Sevgili hikaruivy beni şu yazısında mimlemiş.Mimimizin konusu geçtiğimiz yılın favorileriiiiiii;
Yılın Amerikan Dizisi;
Hmmm bu benim için öyle zor bir soru ki!Kore sularına adım attığımdan beri diğer yabancılarla pek ilgilenmemekteyim.Çoğu dizinin adını konusunu biliyorum ama hiç bir amerikan dizisini düzenli olarak izlemiyorum.O yüzden bu alana ne yazsam ne kadar doğru olur emin değilim.En çok kulağıma gelenler şunlar ama; The Walking Dead,The Secret Circle,The Mentalist,Being Human..
Yılın Uzak Doğu Dizisi;
İşteeee tamam burda kalalım bence siz söyleyin ben anlatıyım hangisi nasıldı?Şunda n'oldu?Bunda n'oldu? diye diye :D :D :D Protect the Boss,City Hunter.The Greatest Love ,Can You Hear My Heart?,Scent of Woman en beğendiklerimden...Kesinlikle izlemelisiniz dediklerimse 49 Days ve The Princess' Man!Bu ikisi beni benden alan diziler :)) 49 Days'te üç damla gözyaşını meraklı bekleyişler,ruh bekçimizin hali ne olacaklar...The Princess' Man izlediğim zamanlarda Se Ryung ve Seung Yoo diye yatıp Se Ryung ve Seung Yoo diye kalkıyordum.Kim yaklaşsa yanıma tutup diziyi anlatıyordum.Zavallı okul arkadaşlarım ne anlatıyor bu canlina diye garip garip bana bakıyorlardı :D :D Ayrıca iki dizinin de OSTu çok güzel izleyemesiniz bile dinlemenizi tavsiye ederim :)) Mesela bu ve bu ve bu ve belki en çok da bu
Yılın Amerikan Filmi;
O kadar az Amerikan filmi izlemişim ki ben Sherlock deyip uzaklaşıyorum buradan :D
Yılın En İyi Erkek Oyuncusu;
tamam tamam Dok Go!
Kontenjan kısıtlamasından ötürü haremime almadığım için çok üzülen ya da çok sinirlenen mi desem(?) Cha Seung Won nam-ı diğer Dok Go Jin'i seçerek azda olsa çektiğim vicdan azabımı hafifletmek istiyorum çingular.
Fotoğrafları gördükçe tekrar The Greatest Love izleyesim geldi.Ama hayır hayır benim daha izlemeyi düşündüğüm bir sürü şey var.Yapma bunu bana Dok Go Jin!!
Yılın En İyi Kadın Oyuncusu;
Bunun cevabı için diğer hepsinden daha az düşündüm,cevap belli Moon Chae Won!!My Fair Lady'de sevmiştim onu ancak o The Princess' Man deki rolüyle resmen beni kendine hayran bıraktı.Eğer hala onu hiç izlemediyseniz çok yazık size.Her ne kadar TPM'nin finali diğer bölümleri kadar harika olmasa da mutlaka izlenmeli.Üstelik klasik tarihi kore dizilerinde olduğu gibi sönük bir kadın rolü yok bu dizide.Sessiz sakin her denileni yapan en saçma zamanda en saçma davranışıyla sizi sinir eden demek istiyorum.
Yılın Kitabı;
Zülfü Livaneli'den Serenad :) Teeeee blogumu ilk açtığım sıralarda okumuştum.Hatta şöyle de bir şey yazmıştım.Yetmemiş Semerkant'ı okuduğumda bloguma yazarken yine araya girmiş.Bir türlü beni rahat bırakmıyor bu kitap geldi burda da gösterdi kendini.
Yalnız ne sıkıcı insanmışım ben piiiiii herşey tarih tarih tarih kokuyor.Şöyle eğlenceli bi kitap öneriyim dedim orda da Shakespeare çıkıyor karşıma.Hep diyorum zaten ben yanlış çağda doğmuşum ama n'apalım elden gelen bişey yok.Sanırsam zaman makinasının icadına daha çok vardır :D :D Bu arada kitabın adı Aniden Shakespeare.Konusuna gelirsek günümüzde yaşayan bir kızın bir sihirbaz tarafından geçmişe gönderilmesi ve kendini Shakespeare'in bedeni içinde bulması diyebiliriz.Klasik bir konu gibi duruyor ama işlenişi çok güzeldi bence.Hele ki kız ve Shakespeare arasında geçen diyaloglar atışmalar :D :D
Vazgeçilmezler; Leyla ile Mecnun..Bir gün bir Türk dizisi bu kadar komik bu kadar kaliteli olacak deselerdi inanmazdım arkadaş!Televizyondan izlemiştim önce ama hep kopuk kopuktu.Şu günlerde ilk bölümlerinden tekrar başladım.Mecnun'un o 'nasııııl?!' diye bağırışları bile izlemek için yeterli sebep!
Bir de Zülfü Livaneli kitapları diyelim :)Serenad dışında sadece Mutluluk'u okudum ama o da çok iyiydi ben n'apim :D Mutluluk'un filmini çok önce izlediğim için kitapla çok karşılaştıramıyorum sanki filmi eksik hatırlıyorum gibi geliyor bana.Biliyorsanız söyleyiverin bana filmde kitaptaki bazı şeyler değiştirilmiş miydi?
Tutunamayanlar;
Eminim bi çok vardır ama benim aklıma sadece Heartstrings geliyor.Öyle güzel başlayan diziye öyle güzel OSTa bu devam bu son mu yakışırdı yani??
Ben ne yazcağım ki hepsine birer cümle ancak bulurum diye dert yapıyordum meğer ne çok söyleyecek şeyim varmış.Daha da üşenmesem yazacağım:) Çok sağol hikaruivy ^^
*Şarkıyı altyazılı koymayacaktım aslında ama herşey bi anlamı varsa güzeldir diye düşünüyorum.Çeviren kişinin yolu eğer bi gün buralara düşerse çok çok teşekkür ediyorum kendisine^^
Böhüüü böhüüü!Ben de harem istiyorum diye ağlarken sevgili çingu egosantrikrapsody seslerimi duymuş ve beni mimlemiş.Ardından bir de mydestiny çingu :):) İkisine de nomu nomu kumaooo :D :D
Şimdilerdeyse yine böhüüüü ben onları nasıl haremime almam diye aşağıdaki 10 kişi dışındakileri düşünerek ağlıyorum.Eminim onlarda burada olmadıkları için çok üzülecekler napalım kural bu;on kişi olacak.
1.Yoo Ah In
Kendisini Sungkyunkwan Scandal'da izlemiş beğenmiş haremimin baştacı yapmışımdır :) :) Kısa saçlı eski fotoğraflarını görmezden gelerek konuşursak...Yalnız ben Ah in'e bakmaktan yazamıyorum ki ya!Hıçkırmaya da başlayacağım yakında :D :D Neysem efendim vuruldum ben SS'deki tarzına onu söyleyeyim bari.Uzun saç görünce dayanamıyorum zaten.Belki de bundandır tarihi dizileri sevmemin sebebi hepsi uzun saçlı :D Hem hafifte asilik var(adamın lakabı çılgın at ben biraz asi diyorum^^) O ok atma dövüş sahneleri falan daha bi sevdirdi Ah in'i bana.Ama ama en çok şu hıçkırmasını seviyorum.Bilmeyen varsa söyleyeyim spoi sayılmaz zaten;SS'de kız gördüğü zaman hıçkırmaya başlıyordu.Utangaçlığını sevsinler senin :D :D Yalnız ben kendimi tutamazsam bu yazı amacından sapıp SS ve Yoo Ah In yazısına dönüşecek.Tamam daha da SS yok.
Aslında bir numara için daha bi sürü kişiyi düşündüm yalan olmasın ama hepsinin çok seveni vardı.Hem Ah in'i hıçkırıklarıyla nasıl sonda bırakacaktım :) :)
2.So Ji Sub
Ji Sub'tan daha çok sevinmişimdir burda :D
Çommal çommal mian makinooo.Elimde değil hala seviyorum :) :)
3.Jang Hyuk
Bak nasıl da sevindi canlina beni unutmadı diye :D Unutur muyum seni hiç jangım hyukum^^
Chuno'ya 'sürükleyici değildir tarihi dizi sonuçta oh yavaş yavaş izlerim ben be bunu.' diye başlamıştım ama Lee Dae Gil (Jang Hyuk) aşkıyla yanıp tutuşmaya başlayınca hiç de öyle olmadı.Bir insan nasıl bu kadar deli bakabilir??Siz burda güldüğüne bakmayın ne acılar çekti o.Şimdiye kadar izlediğim tüm şeylerde üzülünce ağladım sevinince güldüm ama Dae Gil için resmen kalbime öküz oturdu diyebilirim.Hani çok kötü şeyler olduğunda tepki veremez ya insan haykırmak ister ama fisıldayamaz bile onun gibi bişey...Yani Jang izlerken böyle,hissediyorum resmen acı çektiğini,sevindiğini,özlediğini.
4.Matsuda Shota
Ennn çok saçının şu haline bayılmaktayım.Love shuffle'da deli gibi fotoğraf çekmekteydi.Bi gün ben de öyle olucam umarım :D Bildiğim kadarıyla en son Don Kişot'ta oynamış,güzele benziyor elimdekiler biterse bi gün izleyeceğim^^
5.Hyun Bin
Onunla ilgili bilmediğiniz bir şey kaldı mı?Ne söyleyeyim ki? :D :D
Hareme bir numaradan girmeye bile hakkı vardı ama seveni über çok olunca sevdiklerini kolay kolay paylaşamayan ben için buralara düştü^^
Her ne kadar Merlin'de ilk sezondan öteye geçmem nasip olmasa da Colin Morgan hep aklımdan çıkmamayı başarmıştır.Beyaz ten ve kepçe kulaklarla bile yakışıklı olunabileceğinin kanıtıdır :D
8.Kim Jae Joong
Heaven Postman'dan beri kendisine sevdalı neredeyse bir hafta önce onu gördüğümden beri daimi hayranıyımdır.Burda ona yer vermesem resmen yalan resmen haksızlık olur.bknz. kanıtı :P
9.Park Shi Hoo
Savcı Prenses'de aman puff yapıp beğensem de sevsem de çok sallamadığım insan Prensesin Aşkı'yla geldi haremin en güzel yerlerinden birini kaptı :)
10.Jung İl Woo
Ne zorluklarla geldi o buraya bir bilseniz!Kimlerle çarpıştı?Kimlerin sırasına kaynayıp geldi?'Bu harem bensiz olmaz.O dram kuşları hep ağlatırlar seni!' dedi :D :D
Kırmızı elleri,garip ama benim bayıldığım saçları,çılgın konuşma tarzıyla bizim ruh bekçimizdi o :) Hala 49 Days'te kıza 'ani ani aniiii!' diye bağırışlarını duyar gibiyim.Beni en çok güldürüp en çok ağlatanlardan İl Woo.
Bir ara hiç karar veremeyeceğim hangi birini yazacağıma ve bu bitmeyecek sandım ama bitti,zor oldu ama bittiiii :D :D
dayanamadım araya Joong Ki'yi de sıkıştırdım yaa^^nihahahahaa :D :D
Unutmadan ben de bu mimi hoi hoi ve sadecedeniz'e yolluyorum.Kolay gelsin size^^
Ve işte sonunda izledim :) :) :) Filmi taaaa çekim aşamasında duyup bugünlere kadar spoilersiz kalmak benim için çok zor oldu.Merak merak merak hep aramızda kaldı ama bugün izledim sonunda Ji Sub'umu :D Merakı arttırma konusunda makinosev'in katkıları da unutulamaz :):)
Konusunu bilmeyen kalmış mıdır emin değilim ama tek bir cümleyle anlatılacak olursa 'eski bir boksör ve kör bir kızın yaşadıkları aşk hikayesi' denilebilir.Romantik ve biraz dram içeren filmlere sevginiz varsa ya da ufacık bir Ji Sub sevdasına sahip olmanız bile bu filme beğeneceğiniz anlamına gelir^^
Spoiler
Filmin başlarına bayıldım resmen!Zaten So Ji Sub görür görmez sırıtan ben kızla tanışma eğlenme sahnelerini kahkahkah kihkihkih diyerek izledim :D
Ama kader ağlarını ördü bu kadar mutluluk sana hele ki Ji Sub'a imkansız dedi ayırdı onları.Televizyondaki herşeyi gerçekmiş gibi düşünüp 'Yapma yapma yapma!' 'Etme etme etme!' Dur!Sakın açma o kapıyı!!' diyen yaşlılar gibi seslendim Ji Sub'a ; 'Gitmeeeee gitmeeeee!!' Ama duymadı beni ve gitti o dövüşe.Ah o sahneler!! 'Ölecek şimdi.....Vurma SJS'a......Ya çık ordan çık...' gibi nidalarıma sebep oldu.Bir yanımda kardeşim gözlerini kapatmış başına diğer tarafa çevirmiş.'Abla ben diyim şimdiden bu seferde Ji Sub kör olacak' gibi yorumlar yapmakta.Diğer yanımda arkadaşım 'Canlina seninkini öldürecekler git de yardım etsene!' diyor.Tabi arada da 'ıyy iğrenç' diyerekten başını çeviriyor.
Ji Sub da kör olup beni güldürmedi tabi ama şimdi de 'Konuşamıyor mu acaba?' sorusuyla baş başa bıraktı.Ama bence yaşadıklarından ötürü geçici bir durum bu biz görmeyeceğiz ama bi süre sonra konuşmaya da başlayacak o :)benden söylemesi sıkmayalım canımızı :):)
Bi de bazen çok saf oluyorum ben daha kızın doğuştan değil sonradan kör olduğunu anladığım anda bu kazanın yakınlarından Ji Sub geçiyor demeliydim.Ama kız anlatırken farketmeminde iyi bir yanı var; şaşırıyorsun :)
Sonunu genelde sevmemişler sanırım her şey havada kalmış gibi bir görüntü bıraktığından ama ben sevdim.Neden sevdim;
Bir an Ji Sub ölecek film bitecek sandım korktum ondan
Bir an hiç karşılaşamayacaklar 'turn left turn right'a dönecek bu iş diye korktum ondan
Bir an kız cidden evlendi gitti sandım ondan
Bir an köpek, SJS yi tanıdıktan sonra Ji Sub boynunu büküp gidince üzüldüm ondan
Ve benim düşündüğüm en berbat son kızın Ji sub'u bulamayınca çığlıklar attığı sahneydi ondan
Veee So Ji Sub var ki ya niye sevmeyeyim :D :D
*Şu kısacık yazıyı kaç saatte yazdım ne siz sorun ne ben söyleyeyim yani!Ben yazmaya başladıktan sonra misafirler geldi bende bırakamadım yazmayı ama yazamadım da.Etrafımda birileri olunca benim yazdığıma bakınca iki kelimeyi yan yana getiremiyorum çingular :/ Aklımdaki her şey kuşlar misali başka diyarlara uçuyor.Sınavlarda tepemize dikilip yazdıklarımıza bakan ya da bakmasa bile yanımızdan yöremizden ayrılmayan hocalar olur yaa misafir çocuklarda benim için bununla eşdeğer oldu.Biraz kötüyümdür ben sıkılsınlar gitsinler diye uzuuun uzuuun yazılar okudum.Ama yok sadece gidip gidip geldiler.İyi sabır varmış onlarda ne diyelim :) :)
Henüz tam olarak ne olduğunu anlayamamış hissetsem de şimdi yazmazsam sonra bu da kalır gider arkadaş!Neyse ben konuyu dağıtmadan direk dalış yapıyorum; Gittim ki ben JJ'i görmeye :) :) :)
En güzeli en başından başlamak sanırım; Gayet normal ve sıradan bir gün benim 5 dakikalık bilgisayardan kalkma anımda facebook kurdu kardeşim fareyi kapmış eline dolanıyor yine.Sonra bu görsün mü Jae Joong Ankara Fan Meeting afişinin fotoğrafını^^
Anında başladı benim karamsar taraflarım;
'Sevinme hiç boşuna gerçek değildir,
yalan haberdir,
biri yine şaka falan yapmak istemiştir.'
Yalnıııız bi yandan da iyimser tarafım boş durmuyor;
'Ya gerçekse,gönder mail nolcak sanki,
ufff Moo Won'u görebilir miyim ben şimdi,
bi dakika Jae Ankara'ya geliyorsa benim her dakika dolaştığım yerlerden mi geçecek,
Vayy demek ki Türkiye diye bi ülkenin varlığından haberdar,
Ce Cuuuuuuung :D :D
İşte böylelikle dongsengimin ardından ben gönderdim maili ve de kabul edildi:)Kabul edilmediği halde gelenler de girdi içeri ama benim mesajım onaylanmasaydı gitmezdim sanırım :/ Bu arada ben inanmamaya devam ederken bu haberi bi çok yerde duyunca daha da bi sevindim.Ayrıca maili gönderdikten yazılanları okuduktan sonra yaşadığım heyecanı bugün giderken bile hissetmedim öyle diyim:)
Birisi önceden Dil Tarih'e Jae gelecek deseydi acayip güler saçmaladığını düşünürdüm.'İnanmak' kelimesinin lafını bile etmiyorum öyle yani.Ama bundan sonra Dil Tarih'teki tüüüüüm konferanslara gideceğim(beni ilgilendiren^^).
Böyle çok kopuk kopuk yazıyormuşum gibi geliyor bana ama böyle idare edeceğiz artık mantıksal sıra kurma becerim geçici süreliğine yok oldu.
Ben çok erken gitmediğim için o dışardaki güruhun ne yaptığını anlatamayacağım.Ama umarım hiçbiri hasta olmaz,sabah buz gibiydi hava.Neysem ben geldim ve de içeri girdim.Ortalara kadar dolmuştu salon ama biz boşalan yer gördükçe öne kaydık dördüncü sıraya kadar gelmişiz :) :) İşte JYJ klipleri,videoları falan izlettiler bi süre.O an içerdekileri görmeliydiniz nasıl çığlıklar bağırışlar.'Klip klip bunlar hani bilgisayardan da izlediğiniz daha gelmedi Jae Joong!' dedim ama beni duyan nerdeee :) :) :)
Jae Joong geldiğinde kopan çığlıkları da anlatamam herhalde.Zavallı Ce Cung herkes sussun diye bekledi bayağı ama baktı ben oturmazsam kimse susmayacak oturdu.Aaaa tabi bi de bu arada Türkçe 'merhaba' dedi.Çok düzgün söyledi hani çoğu yabancının söylediği gibi değildi,şaşırdım.Hoş geldiniz muhabbetinden sonra birkaç soru sordular;
Türkiye'de bu kadar hayranınız olduğundan haberdar mıydınız?
'Açıkçası bilmiyordum' dedi.O Türkiye'de çok fazla Koreli var o yüzden böyle birşey istendi sanmış.Ama neredeyse tamamı Türk dolu bi salonla karşılaştı.
Burada konser vermeyi düşünüyor musunuz?Türk yemeklerini sevdiniz mi?Türkiye'yi beğendiniz mi? gibi cevabı belli sorular da sordular.Akıl sağlığı yerinde hiç bi ünlü yok Türk yemeklerini sevmedim burası ney böyle ne diye konser vereyim der mi ki yani!Ve tabi her soruda ve her cevapta ooo diye bağırmalar alkışlar eksik olmadı.Böyle yazınca ben sıkılmışım Jae sevmezmişim gibi oldu ama abartmamakta lazım demek istiyorum.
Bildiğin Türkçe kelime var mı?
'Yeni geldiğim için pek fazla bilmiyorum.' dedi.Bir 'merhaba' demeyi bi de 'sizi seviyorum' u öğretmişler.Her şeyi geçin de o 'Sizi Seviyorum' dediği an süperdi.Allah'ım o nasıl utanmak öyle yaa o kadar eğildi ki masa örtüsüyle bütünleşecek sandım :) :D :) Kore'de bunu söylemek çok utandırıcı birşeymiş öyle dediler^^
Kendi aranızda grup üyelerine nasıl sesleniyorsunuz?Lakaplarınız var mı?
Açıkçası burda ne söyledi tam anlamadım daha doğrusu duydum ama ben de dank etmedi.Ve tabi diğer fanlarda da çünkü her dediğinde alkış koparanlar boş boş Jae Joong'a baktılar.O bile farketti 'Galiba bunlar sizin için pek bir şey ifade etmiyor.' dedi.Ama Jae Joong'a JJ (cey cey^^) diyorlarmış.
Bir arada azıcık I'll protect you'yu söyledi.Bayıldım:)Zaten çok seviyordum:):)Ama daha daha çok seviyorum artık:):):)
Hee heee size bi de iyi bir haber vereyim.Jae de bize 'Korece bilen Türk kızı var mı?' diye sordu :) :) Haydin hep beraber Korece kursunaa :D :D :D
Sonra çekiliş yapıp bazılarına JYJ imzalı In Heaven cdleri verdiler.Bazıları da Cey Cey'le fotoğraf çekindi.Bunu bu kadar kuru söylememden ötürü anladınız ki benim numaram çekilmedi :( :( Yanımızdaki bir kıza çıktı gözlerimle 'Bana ver onu bana!Benim olmalı ooo!' dedim.Ama tabi o da gözlerini elindekinden alamadığı için görmedi.
İşte böyle Uri Moo Won'u da görmek nasip oldu ya bize!Halen şaşkın halen şaşkınım o_O o_O Yalnız gerçekten çok yakışıklı yaa!Yapılır mı bu bize yaa :( :(
Bu şarkıcanı Cey Cey'e gönderiyorum;
O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı^^
*JJ'in fotoğraflarını kendi çektiklerimden koymadım önlerde olmamıza rağmen çok iyi çekemedik.