21 Ocak 2012

N'apıyordum?

Daha fazla dayanamayacaktım galiba hem blogumdan uzak kalmaya hem de finallere!Bi süre bu böyle ömür boyu sürecekmiş gibi geldi bana.Neyse bitti en nihayetinde ve ben hala yaşıyorum O_o
İtiraf ediyorum tamam bloguma yazmadım ama dizilerimden filmlerden ayrılamadım.Bu kadarını da yapamazdım kendime^^Bakalım neler izlemişim;

harbiden flower boy^^

Öncelikle Flower Boy Ramyun Shop u bitirdim.Sevdim ben kendilerini.Büyük çoğunluk gibi Jung İl Woo aşkıyla başlayıp Lee Ki Woo hayranı olarak bitirdim diziyi.Yani Ruh Bekçimle hasret gidermiş Direk'imle tanışmış oldum.

seviliyorsun ne diyelim^^

atkı bile örüyor canım yaa^^

Ve Lee Ki Woo sevdamla tanışma vaktiniz!!

yeni bi dans figürü aslında bu :P

Kapıyı söktü arkadaş!

beni dinlemezseniz hepinizin bacaklarını kırarım haa!

böyle de sevimliyimdir ama^^
Sonraaa bunusevdim'in yazısından ötürü Kaichou wa Maid-sama'ya başladım.Usui aşkından yanıp tutuşuyorum.Nasıl birşeydir o yaa!Bugün izlediğim bölümünde kız 'Feremon gezegeninden gelen uzaylı sapık' demişti Usui'ye.Doğruya doğru ama böyle sapık herkesin başına :D :D Okumayan kaldıysa buyrunuz; Kaichou wa Maid-sama


Ahh ah!


yine ne diyorsun kıza Usuiiii?


Ve uçağımız Türkiye'ye iniş yapar.Şöyle az mola vereyim diye annemlerin yanına gitmiştim ki bir baktım film bitene kadar orda kalmışım :) Sınavlara çalışmaktansa mı yoksa Türkan Şoray etkisi mi emin değilim :) Filmin adı 'Bir Dağ Masalı'.Sevdim ben filmi.O cır cır sesleriyle okul şarkıları söyleyen çocukları da sevdim.Hatta on dakika içinde milyonlarca kez birbirlerini yanlış anlayıp darılıp tekrar barışan Türkan Şoray Murat Soydan çiftini bile :) Şöyle bi bakmak isterseniz; tık tık


o  ooow :)
Ve yine Kore topraklarındayız.Gülmek istiyorsanız kesinlikle 'Old Miss Diary' yi izlemelisiniz.Aslında uzuuun bi postu hak ediyor bu film ama ben ve üşengeçliğim işte.Başrollerin kim olduğunu bilmeden izlemeye başlamıştım ama şu çocukcağızımızı görünce çok sevindim nasıl da özlemişim onu!


Bu üçlüye bayıldım film boyunca!Hele de en soldakine.Dayanamayacağım azıcık bir şey anlatacağım spoi sayılmaz bu bence.İşte bu en soldaki halmeonimiz gece bir rüya görmektedir.Rüyasında Azraili görür onla gitmek istemez dediği laf şudur arkadaş: Savaşmadan şurdan şuraya gitmiyorum!! :):) Ne kadar güldüm bilemezsiniz o usta dövüş taktikleriyle kaçırttı gerçekten Azraili^^


Ayy nasıl da özlemişim yazmaya başlayınca anladım :) :) Tamam iki gıdımcık yazım olabilir ama seviyorum bi kendimin okuduğu bloguma yazmayı :D 

*Resimler alıntıdır.Birçoğu korea-fans'dan..

5 Ocak 2012

Semerkant'ı bilir misiniz?

         Serenad'dan bu yana okuduğum romanlar arasında en güzeli oldu Semerkant.Yapacağım şeyler olmasına rağmen umursamayıp blogları dolaştığım bir anda Sevgili Harmony'nin bloguna denk geldim.Yazısını okur okumaz bu kitabı okumalıyım tam benlik dedim :) Ama kim bilir ne zaman kitapçıya gider kim bilir ne zaman alır kim bilir ne zaman okurum diye üzülüyordum ki bi mucize gerçekleşti ve ben o uzun zaman sürecek zannettiğim kitabı almış ve okumuş ve bayılmıştım :)

Kitabın konusunu tamamen anlatabilmeyi çok isterim ama roman o kadar uzun bir dönemi,birbirine öyle uzak bir coğrafyayı,yaşadıkları zaman birbirine öyle uzak insanları anlatıyor ki nasıl toparlanır bu bilmem.Özetle bahsedersem;


            Elimizde bomboş bir defter var.Ve rubai yazmaya aşık bir Ömer Hayyam.Bu defter Ömer Hayyam'ın rubaileriyle dolarken bizde Hayyam'ın ve çevresindeki insanların hikayelerini okuyoruz.Bu insanlar Nizamülmülk ve Hasan Sabbah olunca iş değişiyor ve kendinizi tarihin içinde buluveriyorsunuz.Ayrıca güzel sayılabilecek bir aşkında...
          Rubailerle dolu yazma bitince romanda bitecek sanmayın.Bu sefer de rubailerin peşinde başka başka insanlar başka başka tarihi olaylar başka aşklar çıkıyor sahneye.Ve hepsine de bayılıyorsunuz!


Ben susayım Hayyam konuşsun;

Her gün biri çıkar,başlar,benim ben demeye,
Altınları,gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene girer,
Ecel çıkıverir pusudan:Benim ben diye.

...

Kalk haydi,ebediyen uyuyacağız zaten!

...


Şu alacalı bulacalı yeryüzünde bir adam dolaşır,ne zengin ne yoksul,ne mümin ne kafir,yaltaklanmaz hiçbir hakikate,saygısı yok hiçbir kanuna...Şu alacalı bulacalı yeryüzünde,bu yiğit ve hüzünlü adam kim ola?

...

Sevmeyi bilmiyorsan şayet,neye yarar güneşin doğması ve batması?



Yaa ben bunları yazmayacaktım!Aslında Serenad ve Semerkant'ın birbirine ne çok benzeyen iki kitap olduğundan bahsedecektim!En azından birazcık değineyim;

İkisi de
  • tarihin ışığında seyreden aşk hikayelerini
  • birbirine çok uzak mekanları yani farklı kültürleri
  • bu farklılığa rağmen aslında hepimizin aynı şeyleri isteyebileceğini (tamam buna istisna karakterler var Semerkant'ta^^)
  • devlet politikalarının,ülkelerin çıkarlarının altında ezilen halkı  
  • tüm bu düzene rağmen bunu umursamayan sadece aşkı,mutluluğu isteyen insanları konu alıyor..


Serenad'ı daha çok olmak üzere ikisini de çok sevdim.
Seranad'ı daha çok sevmemin sebebi daha yakın bir tarihi ele aldığından içinde geçen bazı olaylardan haberdar olmam,mekanların daha tanıdık gelmesi olabilir.Yoksa ikisi de çok güzel :) :) Şiddetle önermekteyim!

2 Ocak 2012

Geç Olsun Güç Olmasın^^

Sevgili EunHye hissetmiş olacak ki bloguma yazı yazacağım yok,birilerinin beni harekete geçirmesi, 'hadi hadi' demesi lazııım!
Ve beni şu yazısında mimlemiş,yeni yıldan beklentilerimiz dileklerimiz hakkında.
Bu yazı için baya geç bir tarih olacak ama bana 'ne istersin?' dendiğinde 'yok,sağol' deyip susacağımı beklemeyin.
Sıralıyorum o zaman;
Herkes gibi aşk,sevgi,sağlık,mutluluk,para,başarı,rahat,huzur,heyecan,enerji,umut gibi bilumum şeyler bekliyorum artık hayatımdan,boş boş geçip gitmesin zaman istiyorum.Aslında bazen zaman dursun da istiyorum ama bu gerçekleşebilecek bir dilek olmadığı için isteyemiyorum ya neyse:)
Birazcık daha belirgin isteklerime gelirsek;

  • Önceden de söylemiş bulunduğum gibi kırmızı bir bavul istiyorum.
  • Sonra o bavul çok işe yarasın,ben bol bol gezeyim istiyorum.
  • Ben bol bol gezersem fotoğraf çekmek isterim(gezmesem de istiyorum ama olsun^^),Bundan ötürü profesyonel fotoğraf makinem olsun istiyorum.
  • Ve ben cidden kaliteli fotoğraflar çekebileyim istiyorum.
  • Bi gün Kore'ye gitmek istiyorum diyeceğim ama bunu yazmama gerek bile yok sanırım:)
  • İngilizce öğreneyim artık ve bu sorunum olmaktan çıksın istiyorum.Bu yıl değil ama sonraki yıl erasmus merasmus istiyorum:)
  • İnternetten çıkmasam da film izlemeyi bırakmasam da blogları okumayı kesmesem de finallerde başarılı olayım istiyorum.(Zaten kendileri yakında başlayacak,beni de çok özlemişler çağırıyorlar gitmemek ayıp olur di mi?)
  • Saçlarım dökülmesin,beni sinir etmesin istiyorum.
  • Okumak istediğim tüm kitapları okuyabileyim istiyorum.

    Hayır!Hayır!Sen değil!!

  • Gökten 3 elma yerine burs düşse 3ü de benim olsa istiyorum:)Hem de nasıl istiyorum=)
Bu kadar da istemedim yani!
     

  • Herşeyi kafama takmayım kendi kendimi üzmeyeyim istiyorum.
  • 'Tembellik' beni terketsin istiyorum!
  • Aaa bi de telefonum ikide bir donmasın lütfen!Bilgisayarım yeterince çok donuyor,bu bana yeter!
Bunların hepsi bir yana ben,çevremdekiler hatta herkes için sağlık ve mutluluktan çok istediğim bir şey yok!Beni mimlediği ve bu posta sebep olduğu için EunHye'a çok çok teşekkürler:))
                                                Sağlık ve mutluluğun kimsede eksik kalmaması ümidiyle^^